Dilimizde Bir Ah Kalbimizde Eyvah
Dilimizde Bir Ah Kalbimizde Eyvah
Yıllar, günler, saatler, dakikalar, geçiyor farkında olmadan. Kendimize, yaşantımıza ne kattık, neleri elde ettik, nelerden vazgeçtik hiçbir şeyin farkında olmadan.
Vahye açılan gözümüz, işiten kulağımız, düzenleyeceğimiz hayatımız, uğruna koşturacağımız vaktimiz, harcamamız yoksa bize verilen “ömür hediyemizi” heba ediyoruz demektir.
Şairin, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın dediği hayatı, özensiz tüketip, “incir çeğirdeğini doldurmayacak meseleler ile ömür hebâ ediyoruz. Başlangıçta her şey muğlaktır; ölüm uzak ihtimâl. lâkin şu hayatın kıymeti, nihâyetine doğru anlaşılır. An gelir, anlarsın; pek çok mesele hoşgörülebilirdi, görmedik.”
Dünyayı bu gün ki duruma getiren nedir bilir misin?
Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım iyilikler, yarım sevdalar…
Zamanı geriye de alamıyoruz. Bu yüzden dilimizde bir ah kalbimizde eyvah ile ömür törpülüyoruz. Yaşanması gerekiyordu, deseler, bu da bir nebze doğrudur. Lakin giden zamanı geri getirmiyor.
Hoşgörmedigimiz andaki o ruh halini, pişman olduktan ve keşke hoşgörseydim dedikten sonra yaşayamadığımız için anlamsız geliyor tepkilerimiz. O pişmanlık haline bir de o anki ruh halimiz tekerrüren eklense belki de kendimize, öfkemize hak vereceğiz.
Sanki pişman olmak için yaşıyoruz, tecrübe dediğimiz kavram pişmanlıkla oluşuyor böylelikle. Hoşgörülseydi tecrübe der miydik acaba? ya da tecrübeden bu kadar net bahseder miydik ?
İlginçtir her işimizin, seyahatimizin ya da herhangi bir eğitim kademesinin bitiminde bu sonu daha rahat görebiliyor ve hissedebiliyoruz. Ama maalesef bu duygu bir sonraki merhaleye geçene kadardır. İnsan tarihin içinde yürür. Bu sebeple kendisi de tarih gibi tekerrür eder.
Hayat sorgulamadan yaşanacak bir şey değil. İnsan, Allah’ın hitabına muhatab oluyorsa ve buna inanıyorsa bazı sorumlulukları var demektir tab’i olarak elden geldiğince sorumlulukları yerine getirmeye çalışır.
Biz hayatta sürekli koşuşturmaların içindeyiz, durmadan bize hedef gösteriliyor ve bu hedefe ulaş diyorlar ve bu hedeflerin peşinde koşuştururken ruhumuzu ihmal ediyoruz, sonrasında bir ömür boşa harcanıp heba oluyor. Kimiz, niçin dünyaya geldik, niçin yaşıyoruz bilmeden bu dünyaya konup göçüyoruz.
Selam ve dua ile…