Erdemli toplum sadece bilenlerin konuştuğu toplumdur
Erdemli toplum sadece bilenlerin konuştuğu toplumdur
“Ya Rasûlullah, beni cennete sokacak, cehennemden uzaklaştıracak bir ameli haber ver dedim. O da şöyle buyurdu:
“Sen büyük bir şey sordun. Ancak o Allah’ın kolay kıldığı kişilere kolaydır. Allah’a ibadet edersin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılarsın, zekâtı verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beyti (Kâbe’yi) hac edersin.
Sonra şöyle buyurdu: Sana hayır kapılarını göstereyim mi?
Oruç kalkandır, sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahı söndürür. Gecenin içinde kişinin kıldığı namaz da (hayır kapılarındandır).
Sonra: {Onların yanları yataklardan uzaklaşır} Secde suresi 16-17 ayetin sonuna kadar kısmı okudu. Sonra şöyle dedi:
Sana din işinin başı, direği ve en yüce yerinin zirvesini haber vereyim mi?
Ben, evet ya Rasûlullah dedim. Oda şöyle dedi:
İşin başı İslam, direği namaz, zirvesi cihaddır. Sonra şöyle buyurdu:
Bütün bunların da özünü sana haber vereyim mi?
Ben, evet ya Rasûlullah dedim. Dilini (eliyle) tuttu ve “İşte bunu tut” buyurdu. Ben de:
Ya Nebiyallah, biz söylediğimiz şeylerle de mi hesaba çekileceğiz? dedim. O da:
“Annesi kaybedesice insanları yüz üstü yahut burunları üzerinde cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ekip biçtiğidir buyurdu. [İbn Mâce ,Tirmizî, Ahmed rivayet etmiştir]
Erdemli toplum sadece bilenlerin konuştuğu toplumdu. Sosyal medya bunu yıktı. Herkesin her şey hakkında bilmeden konuşmasını sağladı. Bu durum toplumu kin, yalan, iftira ile hızla kokuşturup çürüttü. Yalanlar ile toplumu kokuştururken, cehennemin kapılarını da araladı.
Kin ve intikam hırsları yalanları doğurdu. Gerçek ile yalan birbirine karıştı. Komplo teorisi ile hakikat karıştı. İftira ve linç, ibadete dönüştü. Herkes her şey hakkında tam bilmeden hunharca konuşuyor, yazıyor, paylaşıyor. Etkileşim uğruna gerçeğin ırzına geçildi.
İyi bilmeden konuşmak yanlışı.
Yanlış, yalanı yalan, kin ve öfkeyi kin ve öfke, kaosu oluşturur. Kaos, toplumu ve devleti yok eder. Herkes hunharca konuşuyor, yazıyor. Sosyal medyanın en büyük yıkımı, bilmeden konuşmayı ahlâk haline getirmesidir. Sorun büyük ve yıkıcı.
” Bilmeden konuşmak ” ifadesine iyi odaklanalım. . Konuşmak değil bilmeden konuşmak. . Çünkü bu fitnenin de tanımıdır ve fitne de çöküş yolunun kapısıdır.
“Bilmiyorum” demek utanç vesilesi olmuş. Herkes her şeyi biliyor artık.. Öyle olunca da maalesef benliğimiz edebimizin önüne geçiyor ve her konu hakkında yorum yapabiliyoruz.
Bilenler susmasın tabi, özellikle hakikati bilenler. Ama bu defa da hakikati dinleyen kitle bulmakta sıkıntı yaşanıyor. Anadolu’da bir söz vardır; Ardından kırk köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz. Ne inkarcı pişkinler bitecek bu dünyada, ne de hakikati konuşan kurtlar.
Ancak hakikati duymak istemiyorlar, masallarla bir ütopya oluşturulmuş ve çoğu buna gönüllü inanıyor bu yüzden şaklabanlara ve demagoglara önem veren her zaman çoğunlukta.
Diyojen, ciddi bir konu hakkında konuşurken kimsenin kendisini dinlemediğini fark edince birden durur ve kuş gibi ötmeye başlar. Çevresindekiler, bu garip davranışına dikkat kesilince, şunu söyler:
“Gördüğünüz gibi, insanlar maskaralığa ciddi konulardan daha çok önem veriyorlar”
Erdemli bir toplum olamamanın özetidir bu aslında. Ciddi konularla ilgilenmeyen, dinlemesini bilmeyen toplum öğrenmesini de bilmez. Öğrenmek için dinlemek, anlatılanlar dan bir mana, bir anlam çıkarmak gerek.
Selam ve dua ile…