Fazla değer başını yere eğer
Fazla değer başını yere eğer
En nefret ettiğim insan tipi; değer verdikten sonra değişenlerdir. O veya onlar değişmemiştir aslında. Seninle işi bitmiştir. Çıkar ilişkisi üzerine kurulu bir dünyadayız ne yazık ki. Değer vermeleri için ihtiyaç duyulman gerekiyor.
“Tabii birde kendini birşey sananlar var. “Şey”ne demek peki?
Hiç birşey. İsimsiz, tanımsız, anlamsız. Sıfırın “sözelci” olanı.”
Kimseyi kırmamak için verdiğin onca mücadeleden sonra bile hala vefasızlık ve nankörlük görüyorsan yanlış insanlara değer veriyorsun demektir…
Ne demiş Mevlana;
“Seni seveni zehir olsa yut
Seni sevmeyeni bal olsa unut.”
Sosyal yaşantımızda en büyük sorunumuz; üç kuruşluk insanlara, beş kuruşluk değer vermek.
Herkesin kalbi hem yamalı, hem yaralı. Ve herkes şu dünyada, beş kuruş etmez insanların yüzünden, bütün dertlerin hamalı.
Yerde bulduklarınızı göklere çıkarmayın. Bırakın herkes hakettiği yerde kalsın. Fazla değer verince ziyan, az verince gaddar oluyorsun. Herkese karşı dengede kal çünkü ederi o kadar.
Bu tür insanların eksiklerini, hatalarını yüzlerine zamanında vurmalı. Sabredip susunca kendilerini bir halt sanan fırdöndü fırıldaklar, adamın olmadığı yerde adamlık taslayan yumuşaklar her konuda haklı sanıyorlar.
Nasıl bir döneme denk geldik. Ayakların baş başların ayak olduğu zamanlar. Yalancılar doğruluk timsali. Doğru söyleyenlerin ise yalancı ilan edildiği…
Bazı baldırı çıplaklar, kendini bulunmaz Hint kumaşı sanarak hava basıyorlar. Bazıları da bu dallamaların yalanlarını kaval dinleyen koyun gibi dinliyor…
Geceyi seviyoruz diye kendini yıldız sananlar türemiş.
Yok öyle birşey gidin uyuyun.
Selam ve dua ile…