Fetih ruhuyla pek uyumlu Maşallah!

Malazgirt Zaferini LGBT güzelleyen Hande Yener’le kutladık, 30 Ağustos’u Gülşen ile kutlayacağız. 29 Ekim’de de Melek Mosso’yu davet edersiniz artık…

Başkalarının adına utanmaktan, akıl tutulmalarına ‘nasıl olabilir’ diye hayret etmekten yorulduk.

Yazıklar olsun.

Malazgirt ve Hande Yener.

Sadece Hande yener değil ki Eyüp belediyesi de 30 Ağustosta depremde devlete olan kini konsolide eden Haluk Levent’e konseri verdirecekmiş.

Günün anlam ve önemi dikkate alındığında ne kadar da anlamlı değil mi?

Şehit ve aramızdan ayrılmış Gazilerimizi anmak için mükemmel bir yöntem.

Tamam anladık deli gibi konser vermek istiyorsunuz ama Malazgirt, 30 Ağustos gibi tarihi öneme sahip bir olayda bari ruhuna uygun bir etkinlik yapın. Zort kuşağını eğlendireceğiz diye bu kadar ruhsuz gevşek olunmaz ki.

Bu kadar mı sıfırladınız her şeyi…

Yazık çok yazık.

Romen Diyojen bunları görse; kim bize savaşı kaybettik diye iftira atıyor diye Ersan Şen’i avukat tutar bizleri mahkemeye verirdi.

Toptan aklımızı mı kaçırdık?

Anlamıyorum…

Aslında Hande Yener’i tebrik etmek gerek. Malazgirt ruhunu yeniden ayağa kaldırmış. Sultan Alparslan’ın 1071’de Türklere Anadolu’nun kapılarını açan o büyük destanı bir kez daha Ahlat halkına yaşatmış.

Kendisi bir LGBT’ye destek paylaşımında şöyle demişti:

“Aşk aşktır. Her yürüyüşümüz onur yürüyüşü.” Ahlat Belediye Başkanı haberdar değildi sanırım, yoksa Malazgirt Zaferi’nin 952. yıl dönümü kutlamaları öncesinde tüm ilçeyi bu veciz cümleyle donatırdı.

Yürüyüş yürüyüştür. Neticede Alpaslan da Anadolu’ya yürümüştü. 953. yıla artık.

Selam ve dua ile…