Hindi Gibi Düşünen, Papağan Gibi Söyleneni Tekrarlayan Nesil!
Hindi Gibi Düşünen, Papağan Gibi Söyleneni Tekrarlayan Nesil!
Bizim çocukluk yıllarımızda, aile içi iletişim bir hayli güçlüydü. Aile fertleri sürekli bir aradaydı. Tarlada, bağda, bahçede evde hep birlikteydiler. Dedelerimiz, ninelerimiz, amcalarımız, dayılarımız, teyzelerimiz, halalarımız, komşularımız bir araya toplanır biz çocuklarla güzel güzel sohbet eder, yaşadıkları tatlı-acı anılarını anlatırlardı.
Geçmişle bağımızın kesilmesine mâni olan büyüklerimiz vardı. Rahmetli Babamdan, kasabadan traktörüne akaryakıt almak için 2 fıçı ile kuyruk sırasında beklediği dönemleri, o dönemlerdeki ekonomik buhranları, Merhum Menderes’in Başbakanlık yılları ve dava arkadaşlarıyla birlikte katledilişini bir çok kez dinlemişimdir.
Nesiller arası iletişim problemleri her dönemde olmuştur ama bu dönemde daha fazla gibi görünüyor. Gençlerde başka bir düşünce, bizim yaşlarımızda olanlarda başka. Onların düşüncelerinin ne anlam taşıdığını bilemiyor, tedirgin oluyoruz.
Yıllardır o okul bu okul, dershane, sınav derken daha anne ve babası ne sever, huyunu suyunu tam olarak ne bilmeyecek duruma geliyor. Böyle farklı bir kafa yapısı gelişiyor ki adeta, kültür yaşanılan sosyal çevreye bulaşmadan seyirci ve okuyan konumunda. Var olma arayışları, sanal ile gerçek arasında kalmalar…Bizim yaşla gelen farkındalıklarımız, şimdiki nesillerin içine düştükleri çıkmazlar…
Bireysel hatalar sınırlı dünyamızda; toplumsal etkileri olmasın diye yol almaya çalışırken toplumun bize zararı da çoğunlukta. Şimdiki sosyal mecralar da zararların öteki yüzü olabiliyor.
Aile içi ya da yakın çevremizde anlayış faktörü belirleyici; bizi ayakta tutan manevi güçler olsa gerek. Bir kuşak yoksunlukla boğuşup bedel ödemişken yeni bir kuşak farkındalık ve çıtası yükselmiş konfor alanında. Teknolojinin gelişmiş ortamında hem boşlukta hem gelecek kaygıları ile. Nesiller arası kopukluk. İnternet, TV, ve basın yayın ile iletişim araçlarının arasında sıkışmış…
Yeni nesiller, sürekli yenilenen ve değişen bir teknoloji, yeni bir dil, yeni iletişim tarzlarıyla yetişiyor. Nesiller arası mesafe giderek hızla açılıyor.
Nadir de olsa bazı vakit oluyor, çocuklarımızla aynı odayı aynı masayı paylaşabiliyoruz. 3-5 dakika da olsa sohbet edebiliyoruz. Lâf lâfı açıyor, konu “nesiller arası iletişim”e geliyor. Çocuklarımızdan biri, bu alanda çok kötü durumda olduğumuzu söylüyor. Diğeri bu görüşe pek katılmadığını ifade ediyor. Ben hemen araya girerek;
“Üniversite mezunu ya da lise mezunu bireylersiniz. Şimdi müsaadenizle size ‘28 Şubat tarihi aklınıza neyi getiriyor’. Söyleyin bakalım, ne cevaplar vereceksiniz?”
Üniversite mezunu olan, “Şubat ayının son günü, dört yılda bir 29 çekiyor bu ay!” diyerek cevap veriyor. Diğerlerinden ses çıkmıyor.
Böyle olunca, soruyu değiştiriyorum;
“Peki, 14 Şubat denince aklınıza ne geliyor?”
Çocukların hepsinden aynı cevap;
“Sevgililer günü!” cevabını yapıştırıyorlar.
Bir şeylerin koptuğu, nesiller arası iletişim kanallarının büyük ölçüde tıkandığı, nine ve dede, anne, baba ve çocuklardan oluşan ailelerin azaldığı, komşulukların bitme noktasına geldiği bir ortamda yaşıyoruz. Okumak derseniz yok gibi, asosyal medya” hepimizi esir almış durumda. Üzülerek ifade etmek istiyorum “Hindi gibi düşünen, papağan gibi söyleneni tekrarlayan” bir medeniyet oluşturma yolunda tam hız ilerliyoruz.
Böyle bir çağda yeni nesillerin kendi kültür temellerimizle temas ve iletişimini sağlayacak mekanizmalar çok önemli. Yeni nesiller, kültür ve medeniyet birikimimizin ürünlerine bizim ve bizden öncekilerin baktığından daha farklı gözlerle bakabilir ve yeni çağda dünyaya, evrensel ölçekte yeni bir medeniyet tasavvuru sunmada bugün hiç düşünmediğimiz ölçek ve muhtevada katkılarda yapabilir.
Gençlik doğru yönlendirildiği vakit, bu çarkı kırarak galip gelmeyi başarabilecektir. Bu yüzden, gençlerimizi tarihle ve şuurla buluşturmamız hayati önem arz etmektedir. Onların oyunlara, oyunculuğa dair bilgisi, beşerî ve ilahî âleme dair isabetli donanımlarla birleşebilirse müstakbel günlerin getireceği âdil ve hâdim düzeni kurmak, ona sahip çıkmak çok daha kolaylaşacaktır. Nesiller arası güven, itimat, iletişim atardamarımız haline gelmelidir. Aynı ülkedeyiz; aynı tarihi yaşadık ve yaşayacağız. Birbirimizden umudu kesmemeli, birlik olmalıyız.
Selam ve dua ile…