Leyleğin ömrü lak lakla geçer!
“Mehter Marşı’yla gidecekler, biz de İzmir Marşı’yla geleceğiz” demiş Müjdat Gezen.
Programın adı “Demokrasi Arenası“. Amaçlarının ne kadar demokrasi olduğunu anladınız mı?
Kinleri ve nefretleri ne kadar büyükse amaçları da o kadar demokrasi değil.
Müjdat Gezen gibi “cahil tipler”için, TEKNOFEST’e gelen Aziz Sancar’ın bilimsel kimliğinin hiç bir önemi yoktur. Hele Savunma Sanayimizde hamle üstüne hamle yapan Albayrak cebini doldurmaktadır.
Kışın ortasında ayı, yaprağı dökülmüş armut ağacına bakarak ah şu ağaçta armut olsa da yesem dermiş.
Kışın ortasında armut mu olur diyenlere de; canım öyle istiyor dermiş. Bırakalım hayallerine ipotek koymayalım.
Kıytırık filmlerinde ayı oynatmaktan başka mahareti olmayan “sen bu ülke için faydalı ne yaptın diye sormazlar mı adama darbukatör Baryam”?
Hayatini darbukator baryam olarak gecirmis sanata zerre katkisi olmayan 5. Sınıf bir oyuncunun yaşlılık hezayanları olarak görmekte fayda var.
Hayvanların kendi barınaklarında bile kiracı olarak görmeye tenezzül etmeyecekleri canlılarla uğraşıyoruz.
Karşımızda bataryası şişmiş hangi bataklıktan şarj olduklarını bilmediğimiz çöp adamlar var. Karşımızda WC terliğinin üzerine smokin giymeye çalışan ama omurgada potluk yapmış dikiş hatalı maymuncuklar var.
Dünyada yaşayan gerçek ayılar bile iklim koşullarından etkilendi. Yaşam tarzını değiştirdi. Değişmeyen tek kafalarda yok değil yani…
Müjdat Gezen ve onun gibi türünün son örneği olan, ömrünün son demlerini yaşayanlara tavsiyem odur ki; Avucuna tuz döküp yalayın. Yetmezse bir daha deneyin.
Biz ezanla, tekbirle geldik yine salalar ve tekbirlerle gideriz. Siz kendi derdinize yanın.
Selam ve dua ile…