Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir!

Biz kurtuluş harbinde gerçekten düşmanı denize döktük mü?

İçimizdeki Yunan tohumları bitmedi gitti bir türlü…

Ramazan ayına kavuşmamız ile birlikte Ayasofya Camii’nde 88 yıl aradan sonra teravih namazının kılınması, bir kesimde rahatsızlığa neden olmuş.

Bir sosyal medya kullanıcısı, “Ter ve ayak kokusu buraya kadar geldi. Murdar ettiler güzelim Ayasofya’yı” sözleriyle, Müslümanları aşağılıyor.

“Cami deyince aklıma çorap kokusu gelir” diyen Falih Rıfkı Atay ile bu zihniyeti birleştirin.
Ayasofya henüz tekrar cami olmuş iken, bunların gücü ele geçirdiklerinde neler yaptıklarını ve yapacaklarını takdir edin.

Şeytanlaşmış insanların gittikleri batakhanelerdeki alkol ve uyuşturucu kokusu kendilerine misk kokusu gibi gelmesi, camilerin manevi atmosferinin “ter ve ayak kokusu” hissi vermesi normaldir. Çünkü kendileri değil içlerindeki şeytan hissetmektedir.

Sizin ter ve ayak kokusu dediğiniz kokuya biz ‘İman Kokusu’diyoruz Elhamdülillah…

Yıllardır en izansız şeylerden biri de şu ter ve ayak kokusu muhabbeti değil mi?

Kaldı ki Müslümanlar, temizliği imandan bilen, beş vakit abdest alan, camide gördüğü tozu pisliği cebine koyup dışarı atan kimselerdir.

Temizliği eksik tipler, iman anlayışı bulunmayan ve bunların getirdiği temizlik ahlakından da yoksun kimseler Müslümanları temizlik hususunda yargılıyorlar.

Tüm hakaret, dalga geçme, küçümseme, plan, oyunları beyhudedir ki Ayasofya Camii Kebir bir daha Hagıa Sophıa Kilisesi olmayacaktır.
1453 ün intikamını, kin kapısı intikamını besleyenler yine bilsinler ki bu millet o gün ki kudrete sahiptir.
Sakın sınamayın…

Selam ve dua ile…