Sahi neremiz doğru?
Sahi neremiz doğru?
Kalbi kirli insanların çağına denk geldik.
Nereye adım atsak toz,
Hangi yüreğin kapısını çalsak kir.
“Çokça yağmur yağsa temizlenir mi şu kirli dünya” demiş Özdemir Asaf.
Ama kirli olan dünya değil insanların kalbi.
Kötü insanların yükünü üzerimize yükleme Rabbim.
Merhametinden mahrum etme bizleri.
Yıllar önce bir kıssa okumuştum özetle;
Bir köye günlerce yağmur yağmamış ve yağmur duasından da sonuç alamayan köylüler köylerinde yaşayan bir bilgine danışmışlar.
Bilgin demiş ki; sizin köyde filanca evi bulun sebebini göreceksiniz.
Köylüler o evi bulmuş. Çatısı delik evde bir anne ve kız durumları çok fakir halde yaşıyorlarmış. Anne her gece;
“Allah’ım ne olur bu gece de yağmur yağmasın, evimizin çatısı yok kızım hasta olursa tedavi ettirecek durumumuz yok” şeklinde dua ediyor,
Rabbimiz de duasını kabul ediyormuş.
Sonra köylüler o ailenin ihtiyaçlarını karşılamış ve o gece yağmur yağmış.
Velhasıl kıssadan hisse çıkartmak gerek.
Neymiş; kış ayının ortası geçilmiş ama kuraklık varmış, kar yağmıyormuş, barajlarda su azalıyormuş.
Ama niyesi yok.
Karnımı doyurmayan, evini ısıtamayan, yağmur ve kar yağdığında, ayağında botu olmayan, belki de çatısı akan evlerde oturan insanların duası “Allah’ım kar yağmur verme mağduruz” diyen varsa daha çok yağmur ve kar bekleriz.
Ne güzel demiş diyen;
“Yerden göğe ne çıkıyor ki, gökten yere ne insin.”
Bin liralık kirayı 7 bin lira yaptık, ahır gibi eve 5 bin lira istedik, stok yaptık, ederi 5 lira olan mala 50 lira dedik. Var ama zam gelecek diye yok çektik, marketler oldu haramilerin merkezi.
Sanayiden çıkamayacak arabaya “temiz” deyip 100 bin TL istedik.
Faiz haram dedik, vade farkı adına bankaya rahmet okuttuk.
Fakiri, garip gurabayı soyup soğana çevirdik.
Karz-ı Hasen’i yıktık, faizle para sattık. Evli insanlar, 2.evlilikle yuvalar yıktık.
Herkese nasihat ettik, biz nasihattan habersiz olduk. Kendi elimizle musibeti çağırdık. Her yer suç mahalli.
Hala kar, yağmur mu bekliyoruz?
Allah bereketi çekmesin de ne yapsın?
Deveye sormuslar; Boynun neden eğri?
Deve de neremiz doğru ki” demiş.
Sahi neremiz doğru?
Yoksa öğretilenler mi yanlış?
Peki doğru ne?
Selam ve dua ile…