Yüksek Koltukların, Alçak Sahipleri!
Yüksek Koltukların, Alçak Sahipleri!
İnsanın şerefi, kendisi için çizilmiş sınırları aşabileceği halde bunu yaratılmış olan her şeyin selâmeti uğruna yapmayışıdır. (İsmet Özel)
‘Bulunduğunuz koltuğun rengini almayın, o koltuğa rengini siz verin.’ derdi hocam. Allah uzun ömürler versin.
Müslümanlar olarak temel yanlışımız; vasıfsız adamlara makam verip o makamları bir daha onlardan alamamak.
-Deprem, çığ, sel gibi afetlerde ortaya çıkıp felaket tellalığı yaparlar.
-Osmanlı’dan nefret ederler.
-Dolar yükselsin, ekonomi batsın isterler
-Türkiye’yi karalayıp, batıyı överler.
-Doğalgaz buluruz sevinmezler, otomobil yaparız beğenmezler.
Kim bunlar?
Bu ülkenin, ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını soluyup en iyi makam ve mevkileri işgal eden, adı Türk; ruhu ve aklı Haçlılar tarafından işgal edilmiş, İslam, Osmanlı ve Müslümanlara düşman olan yüksek koltukların ALÇAK sahipleri, aynı sofrada yemek yiyip, karnı doyunca düşman olan kriptolardır.
Hz. Ömer’in bilinen bir sözü vardır. “Kişiliğini makamdan alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar.” Adam gibi adamlar makama kişilik katarlar. Makamı hiç bitmeyecek sanarak “ceberrutluk” edenler, makamları ellerinden alındıktan sonra acınacak durumlara düşerler.
İnsanı yücelten makamı değil ahlakı, zenginliği değil insaniyeti, kıyafeti değil davranışlarıdır. Makamın verdiği gururla insanlara yukardan bakanlar koltuklarını kaybedince eski eşyalar gibi kenara atılırlar. Güzel ahlakı, edebi ve insaniyeti kaybeden aslında geleceğini kaybeder. Yani; makam ve mevki ; bakiliği olmayan birer devremülkten ibaret. Hakkın nazarındaki mevkindir asıl marifet.
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil.
Selam ve dua ile…